Aralık 27, 2009

Güzel Bir Sonbahar Akşamı

Ben atkılarımız, berelerimiz ve ceketlerimizle güzel bir sonbahar akşamı buluşmak istiyorum. Böyle rüzgarlı bir havada az sarılı turunculu yapraklar düşecek omuzlarımıza. Kimbilir kimimiz kol kola, bir kısmımız sohbete dalmış bir şekilde yürüycez Galata'dan aşağı doğru. Objektiflerimiz kirlenecek puslu İstanbul havasında biz yine vazgeçmeyeceğiz defalarca fotoğraf çekmekten ve çekilmekten.

Hani böyle Taksim'den esti mi o poyraz nasıl da dondururdu iliklerimizi; ha yine essin. Ama bu sefer daha ılık, daha bir romantik olsun sanki. Saçlarımız uçuşsun sadece; atkılarımız dolansın boynumuza. Kol kola yürümenin keyfini İstanbul poyrazına doğru çıkaralım uzun ince o cadde de tramvay peşimizde... Bir de sıcak kahvelerimiz olabilir; evde hazırladığımız en güzel kokulu tohumlarla ve termosumuzla taşıdığımız o ilk sıcaklığında...

Bir de Beşiktaş'a doğru o çınarların altında sağda gri taş dev duvarın hemen yanından yürümek var ya; belki biraz da yağmur çiseler ne dersin? Yırtık bez ayakkabılarımızın deliklerinden çoraplarımız ıslanır biz neşelenirken. Denizi gördüğümüzde sahilde ise ne ıslandığımız aklımızda ne de sertleşen poyraz. Biz orda sadece martıların gülümsemeleri ve boğaz suyunun dalgalarıylayız; karada hiç değil.

Ben atkılarımız, berelerimiz ve ceketlerimizle güzel bir sonbahar akşamı buluşmak istiyorum. Galata, Taksim ve ya Beşiktaş hiç fark etmez. Güneşin o battığı; ama bulutların bize göstermediği rüzgarın içimizi çok az daha fazla titrettiği o saatte. Belki kol kola; belki sırt sırta... Üşümek hiç bu kadar keyifli olmamıştı diyecekmişçesine...

08 Eylül 2009 Salı, 21:40

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder