Şubat 14, 2015

EEÇ Dönüyor

Hiç inanmadığım bir dünyayı yaşıyorum. İnandığım dünyaya beni bağlayan birkaç şey olan içkiye getirilen vergiler yüzünden maaşımın yarısını gözden çıkarmış olmam bile bakış açımı değiştiriyor. 2 yılı aşkın bir süredir ne elime kalem alıyorum; ne de klavyemin yağ kaplamış tuşlarının üzerine yapışmı toz parçalarını rahatsız ediyorum.Çünkü işin kolayın kaçıp ona buna bok atıyorum. Çok ilginç değil mi, onca yazımın arasında tek bir siyasi ifadenin bulunmuyor ve siyasetten nefret ediyorken şimdi siyasi bir muhalif olmam? Çünkü şu anki iktidar bunu istiyor, siyasetten uzaklaşmamı. Sanıyorum bunu şimdi anlıyorum. Üzüldüm.

İnsan Zeki Müren dinlerken rakı içer değil mi? Ancak evde içki kalmaz ise bir kutu Sprite içine bir miktar (ölçek vermiyorum) viski ve tekila koymak haksızlık olmasa gerek. Biraz amatörce biraz tedirgin uzun zamandır hangi yazı karakterini kullandığımı bile hatırlamıyorken aynı formatı tutturmayı çalışıyorum. Ulan ne pis, ne muhafazakar bir adamım oysa. 

Bu sefer kısa tutacağım. Bugün bazı değişiklikler yaptım hayatta. Mesela sarhoş oldum. Şaka şaka, Vodafone Arena'dan kombine bilet aldım. Kısmetse soğuktan donmazsak bu sene Olimpiyat Stadına, seneye de tamamlandığında eski evimizin yeni maabedine gidiyor olacağız. Tabiki de Passolig almak durumunda kaldım. O kadar da kötü değilmiş bu arada.Durmadan SMS ve E-Posta atmaları dışında.

İçime kapandığım her dönem bir şekilde dışarıya patlayarak yaşadım. Bu sefer sonuçlar, beklentilerin ne kadarını karşılayacak göreceğiz, ancak son bir kez düşlediğim dünyayı yaşayamıyor olmanın hayal kırıklığı; hayal ettiği dünyayı yaşayanlara karşı beslediğim kıskançlıkla kıyaslandığında çok korkutucu oluyor. Bilakis rahatlamam gerektiğini bile bile şükretme duygumun olmamasından kaynaklandığını düşündüğüm bir hikayenin henüz başını bile geçemediğimden korkuyorum.

Pos makinasına 4 haneli şifremi girdiğimde, hikaye bitiyor. Çok enteresan.

Şubat '15 / 1
14.02 / 00.02