Ağustos 01, 2011

Samanlıkta İğne

   Samanlıkta iğne aramak yaptığım benim. Kendi iç dünyamda bir kaç umut arıyorum bulamayacağımı bile bile. Düne kadar bu kadar büyük, bu kadar uçsuz bucaksız olduğunu bile bilmiyordum. Kendi karanlığımda boşu boşuna aydınlıklar aramışım, yormuşum kendimi. Oysa içimde aydınlık olsa ben zaten bu kadar karanlık bakmazdım sana. Gözlerimde öfke işte bu yüzden. Gözümün içine her bakışında benden uzaklaşıyorsan ve beni sevmekten vazgeçiyorsan işte bu öfke o.

   Uzun zamanddır bulanık gölgelerin arasında dolaşıyorum. Aydınlığın içinde gölge arıyorum. Sevginin içinde yalan, dostların içinde teselli.. Meğerse sahip olduğum her şey bir büyük yalanın devamıymış. Bu öfke de o yalana. Beni ben yapan herşeye. Bu öfke kendime. Çok lanet bir zamanda çok lanet bir adama dönüşmeme bu öfke. İçtiğin onlarca şaraba ve onlarca rakıya.
   Hayat bu gün bana bir oyun oynasa "Rıfkı'yı" sokardı bana. Her an nerede neyi yiyeceğini bilemeden yaşamak benimkisi. Ayıklığı da sarhoşluğu da hak etmeden yaşamak. 320 yi bir anda yemek benimkisi. 

   Benim olduğunu düşündüğüm herşeyin aslında benden uzakta olması, sevdaların acıtması ama öldürmemesi.. Yoruldum. Yoruldum ama hala bir umut bulmak için bakıyorum. Belki yanlış yerde ve zamanda arıyorum. O kadar yoruldum ki, vazgeçmek üzereyeyim. Her kelimeden, her nefesten, bugüne kadar yudumladığım her içkiden vazgeçmek üzereyeyim. Bir tut elimden..

Ağustos '11 / 1
01.08 / 03.10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder