Aralık 27, 2009

King'in Kraliçeleri

Konsept yazıları her nekadar sevmememe rağmen bu yazın bana getirdiği coşku ile devam etme kararı aldım. Muzlu Rondo'dan sonra en çok sevdiğim şeylerden biri olan kağıt oyunlarının kralı, yazların vazgeçilmez oyunu "king" ten bahsetmemek ayıp olur. Özellikle koca yaz oynayabilmek için binbir çaba ile dördüncü bulamayıp; yaz sonunda oyunu öğrettiğin üç kişi ile günlerce "king" oynamanın keyfi de bambaşka hani.

Baştan başlamak gerekirse, batak bilenlerin sayısı posta gazetesi okuyanların sayısı kadar olduğu ülkemizde (resmi rakamlarla 870 bin adet basılan her gazeteyi üç kişinin okuduğu göz önünde bulunursa) "king" bilenlerin sayısı ortadadır. Ciddi bir mağduriyet, ciddi bir masa kurma sıkıntısı söz konusudur.

Bknz. '09 Mürefte yazı...

Neyse bu dönemleri atlattığımız ve can sıkıntısı konusunda ekstrem şeyler deneyim gün boyunca sadece çay içtiğimiz vakitlerde "ağabey acep bu king nasıl oynanır" sorusundan başlayan ve oyunun aslında gözde büyütüldüğü kadar zor olmayıp sadece belli başlı cezalarda "harbi zormuş" dedirten bir oyundur kendileri....

Sonuç olarak iki partide üç hatta dört öğrencime oyunu öğretip kendileriyle 72 saat king oynadıktan ve bu adamlara mütemadiyen yenildikten sonra şu kanıya vardım:

Son iki almaz ( nam-ı değer S.İKİ) ve Rıfkı'dan sonra en korkulan ceza kupa almaz oldu. Oysa en eğlenceli cezalar da bunlardır. Korkunun ecele faydası yoktur sözünü hatırlatıp bu cezalardan korkan herkesin erkek ya da kız almaz dedikten sonra da çok perişan olduklarını gördüm.

Sadete gelmek gerekirse çok battım, hatta ve hatta king oyunun öğretip şu cezada şu strateji uygulanır dediğim adamlar beni yendiklerinde sadece tebessüm ettim. Hatta yanlış kağıt attıklarında geri almalarına izin verdikten sonra elimde kalan tek kızı da yememe rağmen sesimi çıkarmadım. Hatta ve hatta zorunlu koz oynadığımda kozu bile ihtiyaç sahiplerine üfledim. Ama bunca emekten sonra ne gördüm?
Cevabını bir sonraki yazılara ve ya king tayfamın insafına bırakıyorum.

Eklemek gerekirse, "king candır" ibaresinden öte hayatımda ilk defa aynı masada üç kızla king oynama şerefine de ulaşmama katkıda sağlayan herkese teşekkür ederim.

Bir masada muzlu rondo ve ince belli bardakta çay var ise; ve masanın diğer üç kenarında canlarım oturuyorsa söz konusu muhabet de Mürefte'de geçiyorsa... batmaya da rağzıyım, tabloyu hazırlamaya da... Sevdiklerim, sevebileceklerim yeteri... Kupa papazı ya da kızlar bahane hani...

Queens of King' e ithafen...
Ağustos '09 / 3
27 Ağustos 2009 Perşembe, 18:12

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder